Bugün için gerçek anlamda yakın yıldızlar ve galaksiler arasında bir şehirden diğerine yol almak kadar hızlı yolculukları düşlüyorsak ışık hızı bariyerini dolayısıyla bizi ve hız limitlerimizi sınırlayan/belirleyen zaman ve boyut faktörünü aşacak uzay araçlarına ihtiyacımız olacaktır. bu anlayış içerisinde derin uzay yolculukları ve zamanda yolculuk konusunda ciddi adımlar atmaktan söz edeceksek bir üstuzay yolculuğunu düşünmüş olmamız gerekir..üst uzay bizim toplumumuz için hala büyük bir sırdır ve henüz albert einstein üstadın genel görecelik ve yüzyılın kuantum fiziği ufkunda beliren kurt delikleri kuramları çerçevesinde anlaşılmaya çalışılan bu gerçek henüz tam olarak kabül görmüş ve anlaşılmış değildir.
Bob Lazar 'ın hikayesi: Bob Lazar nevada'daki ünlü 51.bölge'de bulunmuştu. Aslında bir fizik uzmanı olan lazar, ABD hükümeti tarafından resmen görevlendirilmişti. Lazar'ın ifadelerine göre bu gizli üs'deki hangarların içinde ufo benzeri uçan disklerin deneyleri yapılıyor ve uçuş prensipleri deneniyordu. lazar; disklerin uçabilmesi için adına ''yerçekimi amplifikatörü'' denen bir aygıt geliştirilmişti. Aygıtın planları dünya dışı canlılar tarafından hazırlanmıştı. iki tür ufo vardı, birisi ''omicron'' adı verilen bir gezegen veya bir yıldız çevresinde kısa yolculuklar yapabilen diskti. ''delta'' adlı diğer tip ise, uzay-zaman alanı içinde hareket edebilen ve bu şekilde yıldızlar ve galaksiler arası yolculuk yapabilen olağan üstü bir araçtı.bu diskler ve araçlarla ilgili bilgi vardı ve uygulanıyordu.
1989 yılında bob lazar adında bir fizik mühendisi, Las Vegas televizyon istasyonlarından biri olan Klass’da bir basın açıklaması yapmış ve s4 bölgesi’nde ufo’ları yeniden oluşturmayla ilgili mühendislik projesinde görev almış olduğunu iddia etmişti. ufoların ''yerçekimini itici güç sistemi'' ne dayalı motorları üzerinde çalışmalar yaptığını söyledi.iki mıknatısın birbirini itmesi yada çekmesi gibi yerçekimi dalgalarının tersi bir dalgada yerçekimine karşı kullanılabilmekteydi. bunların güç kaynakları bir anti-madde reaktörüydü.
lazar orada kendisine gösterilen uzay aracın bizim medeniyetimizden binlerce yıl daha gelişmiş seviyede bir teknolojiye sahip olduğunu ancak görünüşe göre bizlerden daha kısa varlıklar için yapıldığını vurgulamıştır. lazar açıklamalarına ayrıca adı geçen bölgede dünya dışı varlıklara ait 9 adet disk şeklinde uzay aracı olduğunu da eklemişti:
“bu disklerden bir tanesi isviçreli eduard billy maier adındaki temasçının 1970 yılı ortalarında fotoğraflarını çekmiş olduğu ve pleiades takım yıldızından geldiği iddia edilen araca benziyordu.”
lazar, takip eden aylarda kendisiyle yapılan röportajlarda, hikayesini daha ayrıntılı bir şekilde anlatmış, 51. bölgede bulunan birbirlerinden tamamen farklı disk şeklindeki 9 araç için yakıt olarak 223 gramlık –o zamanlarda henüz keşfedilmemiş bir element olan– element 115’in kullanıldığını açıklamıştı:
“bu element daha çok yanık turuncu renginde olup çok yumuşaktır. öyle ki tırnağınızla üstüne çentik bile atabilirsiniz. ancak çok ağırdır. elementin bir parçasını kaldırdığınızda onun kurşun olmadığını hemen söyleyebilirsiniz. şaşırtıcı derecede ağırdır.”
las vegaslı bir araştırmacı-gazeteci olan george knapp lazar’ın geçmiş iş yaşamı araştırmış ve önceden gerçekten de los alamos’ta yaşadığını ve oradaki las alamos ulusal laboratuarı’nda fizikçi olarak çalıştığını doğrulamıştır. ayrıca lazar’ın iddia ettiği dönemlerde 51. bölge/s4’de çalıştığını yasal olarak da onaylanan çalışma kayıtları, donanma istihbarat departmanı’ndan sağlanmıştır. lazar’ın fizik, elektrik mühendisliği ve itici güç sistemleri alanlarındaki sağlam ve güvenilir geçmişi nedeniyle kendisiyle pek çok görüşmede bulunulmuştur. bugüne kadar işi, üssü, çalışma arkadaşları ve yapımı oldukça zor olan uzaylı araçları hakkında çok detaylı tarifler ve bilimsel bilgiler sunmuştur.
Bob Lazar 'a göre ufo 'lar nasıl çalışıyor: lazar uçan disklerin bir anti-madde reaktörüne sahip olduğunu ve bu reaktörün yakıt olarak atom sayısı 115 olan bir elementi kullandığını ifade ediyor.lazar element 115 in dünyadaki elementler gibi tek yönlü değil, iki ayrı amaçla kullanılabilen bir element olduğunu belirtiyor ve açıklıyor; ''dünya biliminin henüz bilmediği ve özelliğini tanımlayamadığı yerçekimi enerjisi'' ni element 115 sağlıyor ki bunun adı a enerjisi, bu enerji element 115'in çekirdeğinden kaynaklanıyor ve yayılıyor, ikinci olarak da, element 115 anti-madde radyasyonunun kaynağı, bu da gereken hareket gücünü oluşturuyor.lazar'ın anlatımına göre adı geçen çekim veya uçuş amplifikatörü'nün sistemi a enerjisini bir yere odaklayarak, uzay- zamanın bükülmesini sağlıyor, uzay-zaman bükülümü ise,bir astro-fizik deyimi,basit bir anlatımla ışık hızından çok daha fazla bir süratle zamanın ve üç boyutlu uzayın dışında mekan değişimi olarak düşünülebilir. uzay-zaman bükülmesi yine bir astro-fizik tanımıyla bir kara delik' in çekim alanı kadar bir güç alanını oluşturuyor. böylece elde edilen dev enerji , ışık yılı gibi çok büyük uzaklıkların aşılmasını sağlıyor.
Lazar ekliyor; ''bir uzay-zaman bükülümü içinde yolculuk yapılırken, element 115, element 116 denen bir başka elemente dönüşerek bir anti-madde alanını da yaratıyor.anti-madde alanında oluşan zıt alan ise, element 116 sayesinde %100 enerjiye dönüşebiliyor.reaksiyonun ısısı sonucunda, ortaya çıkan elektiriksel enerji yeterli olduğu gibi, bir tür termo elektrik jenaratörü oluşturuyor. sözünü ettiğim a enerjisi, böyle sağlanırken, delta durumuna geçildiğinde a enerjisi, uzay-zaman bükülümünü sağlayınca bir tür kara delik ortaya çıkınca, ışık yılları aşılabiliyor...''
bob lazar: bu araçlar kendi çekim alanlarını yaratıyorlar.nasıl dünya herşeyi kendine doğru çekiyor ve yerde tutuyorsa, onlar bu yerçekimsel alanın bir benzerini kendilerine göre araç çevresinde yaratıp bu gücü bir hareket kaynağı olarak kullanmaktadırlar.bu araçlar kendi yerçekimsel atmosferlerini yaratabiliyorlar.dünya tüm maddeleri aşağı çektiği için onlarda aynı ortamı yaratıp aşama aşama kendilerini iten bir oluşuma geçebiliyorlar.disk şeklindeki uzay araçları bir tür atom reaktörüne sahiptirler.bir tür termoelektrik jenaratörü olan bu reaktör elektrik enerjisi üretiminde kullanılıyor.bu reaktörü çalıştırmak için element 115 denen yüksek oktanlı bir sıvı, element 116 denen bir başka elemente dönüşerek çekirdek parçalanması ile anti nükleeer tepkime meydana getirmektedir.bu işlem sonucu % 100 enerji dnüşümü gerçekleşerek reaktörde muazzam bir ısı oluşturulmaktadır.bu antimadde reaktörü bir tür anti nükleer enerjiyle işletilen mini bir termoelektrik santralidir.burdan elde edilen elektrik enerjisi dalga klavuzuna ve yerçekimi amplifikatörlerine sürülmektedir....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder